Öncelikle demokratik değerlere, görece zayıf geleneklere
sahip ve teknolojik gelişmelere açık olan kültürlerde insanlar teknolojik
değişimi coşkuyla karşılama eğilimindedirler
"Amerika gibi yeni olan şeylerin şehvetle karşılandığı bir
yerde bu çocukça inanca büyük ölçüde sahip olunduğunu görüyoruz. Doğrusu
Amerikalılar sosyal değişim sonucunda kazanan ve kaybeden tarafların ortaya
çıktığının nadiren farkına varırlar. Bu durum Amerikalıların iyimserliğinden
kaynaklanmaktadır. Bu tabii iyimserlik de müteşebbisler tarafından istismar
edilmektedir. Teknolojik değişim için ödenen bedeli ifşa etmenin ahmaklık
olduğunu bilen bu müteşebbisler topluma gerçekleşmeyecek ümitler aşılamak için
olanca güçleriyle çalışmaktadırlar." (Neil Postman, Yeni Dünya Düzeni,
Teknopoli, s. 21)
ABD' de 2002 yılında 10-14 yaş arasında doğum yapan
Amerikalı genç kızların, pardon çocukların sayısının 7315 olduğu, bu rakamın
1946 yılından bu yana en düşük seviyede bulunduğu bildirildi. Bu arada Amerika'
dan Meksika' ya giderek kaç yüz bin kanunsuz kürtaj yapıldığını bilinmiyor buna
yönelik somut bir delil de yok elimde doğrusu..
İngiliz Sağlık Bakan Yardımcısı Margaret Hodge, genel olarak
kızların ilk cinsel ilişkilerini 18 yaşından küçükken yaşadıklarını
hatırlatarak, 18 yaşın altındaki kızların anne olmalarının önlenmesi
gerektiğini söyledi. Önerilen çözüm de, okullarda doğum kontrol iğnesi
uygulanması.
Amerika' da resmi
kaynaklara dayanan bilgilere göre cinsel ilişki konusunda sekse başlama yaşı
dokuz yaşına kadar inmiş bulunmaktadır. 12 yaşındaki kızların yüzde 49'u, 16
yaşındaki kızların yüzde SO'i ilk cinsel ilişkilerini gerçekleştiriyorlar. Evli
kadınlarda, özellikle beyazlarda evlilik dışı cinsel ilişki yüzde 65, bu oran
erkeklerde ise yüzde 85.
Lisede okuyan öğrencilerin yüzde 42' si, üniversitede
okuyanların yüzde SS'i hayatlarında bir defadan fazla uyuşturucu / drug
kullanıyorlar. Ortalama Amerikalının bir dolarlık gelirine karşı 3 dolar borcu
var.
Amerikan ekonomisinin yüzde 60' ı yüzde ikilik bir grubun kontrolü
altındadır. ABD' de yaklaşık 35 milyon kişinin hiçbir sosyal güvencesi yoktur
ve bu rakamın 10 milyonu bir işte çalışıyor olmasına rağmen yoksulluk sınırının
altında yaşıyor.
Birleşik devletlerde
orduda belirli süre görev yapmak ileriki yıllarda veteran / eski asker
hastahanelerin de bedava tedavi ve bakım imkanı sağlamaktadır.
Amerika' da beyaz
ırkçılığı, Yahudilere, Zencilere, Hispaniklere, Çinlilere, Japonlara,
Hintlilere ve diğer ırklara karşı patlamaya hazır bir bomba gibidir. Zaten
mevcut düzende çok mükemmel işleyen bir ayırımcılık vardır
Yukarıda saydığım hususlara başka faktörler de eklenebilir.
Mevcut "reel" durum Amerika'da kiliseler, özellikle Evanjelik
Protestan kiliseler tarafından çok iyi kullanılmaktadır. Başka bir ifade ile
Evanjelizm Amerikan milliyetçiliği tarafından besleniyor.
Günümüzde, İspanya' da başka bir dil bilmeye gerek
olmadığını düşünür çoğunluk. Onların bu duruşu bütün Latin Amerika' ya hakim
bir dilin kültürüne sahip olmaktan gelir. Peki, Türkiye, Türkçe ve
Türk Dünyası?
Buna geçmeden önce Huntington'a kulak verelim. Huntington,
Amerikan Kimliği'ni "Amerikan rııhıı" diye tanımlıyor ve bunu
"Anglo-Protestan" kökene dayandırıyor. Ona göre Amerikan ruhuna
yönelik meydan okumalar şöyle sıralayabiliriz.
1.sadece "Amerikan ruhu " nun ilkelerine
gösterilen ortak bağlılıkla birleşmiş, tarihsel ve kültürel anlamda özünü
yitirmiş bir Amerika.
2. İspanyolca ve İngilizce olmak üzere iki dile,
Anglo-Protestan ve Latin-Amerika olmak üzere iki kültüre sahip, iki kola
ayrılmış bir Amerika.
3. Yine ırk ve etnik kökenle tanımlanan ve beyaz ve Avrupalı
olmayanları dışlayan ve / veya ikinci sınıf gören ayrımcı bir Amerika.
4. Tarihsel Anglo-Protestan kimliğini, dini bağlılıklarını
ve değerlerini yeniden onaylayan ve kendisine düşman bir dünyanın karşı
koymalarından güç alan yeniden canlanmış bir Amerika.
5. Amerikan rüyasının gerçekleşmesinin arkasında çok çeşitli
etnik kökenden gelenlerin Anglo-Protestan kültüre ve kurucu göçmenlerin
Amerikan ruhuna yaklaşımına bağlılıktır.
6. Yazara göre, bireyler arasında daha dindar olanlar aynı
zamanda daha milliyetçi olmak eğiliminde. Ve bütün toplumlar tekrarlanan
tehditlerle karşı karşıya kalır ve sonunda dirençlerini yitirirler. Ancak bazı
toplumlar tehdit çok büyük olduğunda bile süreci tersine çevirebilirler.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder